Sohbet

Arya sabırsız bir şekilde Nasuada'nın yanına gidiyordu. Eragon, Saphira ve Roran, Katrina isimli kızı kurtarmak için gitmişlerdi ve Arya kalmıştı. Zaten çoğunlukla Eragon'dan uzak kalmaya çalışıyor, yine de dostluklarının da bozulmasını istemediği için çok da uzak kalamıyordu. Kabul etmeliydi. Eragonla çok iyi anlaşıyordu ama o çok küçüktü.. Arya ondan en az bir asır daha büyüktü..

Yürürken onu inceleyen bakışları yok sayarak Nasuada'yı aramaya başladı. Ona göre insan ırkının kadınları arasında en güçlüleri Nasuada'ydı. Bu yüzden onu seviyordu. Çok yakın değillerdi ama arkadaş sayılırlardı.

Nasuada'yı bulduğunda biraz durakladı ve onu inceledi. Bitkin görünüyordu ve iki kolunda da sargılar vardı. Arya, Eragon'un yanlış kutsadığı kızın varlığını da duyabiliyordu. Kızıl saçlarını savurarak en zarif yürüşüyle Nasuada'nın yanına geldi. Ardından ona bakarak "Bir sorun mu var?" diye sordu.

Kapım hışımla açılmadan önce yorgun ve bitap bir şekilde Elva'nın bana zorla içirdiği ve "ilaç" diye tabir ettiği iğrenç sıvıya gözlerimi dikmiş bakıyordum.Sıvı gerçekten iğrençti fakat,ilaçtı.Sonra yorgun bakışlarım kadehe kaydı.Altındı ve üzerinde yeşil yeşim yaşlarının zarafeti vardı.Kadehin altınaysa küçük kırmızı mercanlar yerleştirilmişti.Bir zamanşar bu kadehi babam kullanıyordu.Oysa şimdi yok!Gitti!Herşey bana kaldı! diye düşünürken kapım açıldı.Ardından Elf Arya gözüktü.Onu görünce rahatladım.O,iyi ve güçlü bir arkadaştı benim için.Müttefiğim olması da içime su serpiyordu.Ben,en güçlü halimi takınmaya çalışsam da o,bana bakarak "Bir sorun mu var?" dedi.Ona "Şey,hoşgeldin.Birşey yok,Sadece babamı düşünüyordum." dedim.Fakat onun bana inanmayacağı kesindi.Sonra onun bakışlarına teslim olarak gerçeği söyledim:"Bana meydan okundu.Görünüşe bakılırsa ailem bile benim iktidarımı onaylamıyor!Akrabalarımdan biri,onu fazla iyi tanımıyorum.Mmhh,kollarımda da kesikler var.Ben..ben meydan okumayı kazandım fakat şimdi halimi görüyorsun.Bana Elva'nın verdiği ilacı içmeye çalışıyordum.Eragon ve Roran'dan haber var mı?" dedim.

"Şey,hoşgeldin.Birşey yok,Sadece babamı düşünüyordum." Arya ona bakarak inanmadığını bellietmeye çalıştı. O ne düşündüğünü sormamıştı. Nasuada da anlamış olmalı ki Bana meydan okundu.Görünüşe bakılırsa ailem bile
benim iktidarımı onaylamıyor!Akrabalarımdan biri,onu fazla iyi
tanımıyorum.Mmhh,kollarımda da kesikler var.Ben..ben meydan okumayı
kazandım fakat şimdi halimi görüyorsun.Bana Elva'nın verdiği ilacı
içmeye çalışıyordum.Eragon ve Roran'dan haber var mı?" dedi. Arya ona bakmaya devam etti. Gözlerini sargılı kollarında dolaştırdı. "Hmm.. Onun kaybetmiş olması senin daha iyi bir lider olduğunu gösterir, boşver onları.." Arya bunları söyledikten sonra çok nadir yaptığı bir şey yaparak gülümsedi.

Ardından Eragon'un düşündü. "Hayır hala haber yok." Eragon başını sürekli belaya sokardı. Umalım da yine aynı şeyi yapmamış olsun diye düşündü.

Arya bir an Nasuada'ya sinirle baktı. Haklıydı. Gerçekten de haddini aşmıştı. Bu yüzden bu konuda konuşmdı. Nasuada da fazla ileri gitmemesi gerektiğini anlamış oluak ki bu konuyu açmadı.

Kısa süren sessizlikten sonra Arya, Nasuada'ya "Eragon dönünce onunla kısa bir konuşma yapmak gerek. Verdiği sözler hakkında düşünmeli. Bu sözler hayatına son verebilir ve bu bizim sonumuz olur!"

"Eragon dönünce onunla kısa bir konuşma yapmak gerek. Verdiği sözler hakkında düşünmeli. Bu sözler hayatına son verebilir ve bu bizim sonumuz olur!" dedi Arya.Haklıydı da.Ona"Çok haklısın.Peki seni Surda'ya getiren asıl şey nedir,dostum?" dedim.

Pencereden dışarı bakmaya devam ederken içimi çekip bugün yaşadığım dehşeti düşündüm.Bıçak darbelerini....Sonra birden arkama dönüp Arya'ya baktım.O da bana bakıyordu.Ne zamandır tuttuğumu anladığım nefesimi bıraktım ve nedense Elva yerinde huzursuzca kıpırdandı.Birşey olacaktı!Elva'ya baktıktan sonra aynı anda Arya ile gözlerimiz buluştu...

Sorusuna cevap vermedi. Tronjheimde durmanın anlamı neydi ki? Herkes gibi Surda'da olmak varken.. O anda içgüdüler tehlikeyi haber verdi. Nasuada'ya baktı. Nasuada da ona bakıyordu. Sonra Elva'ya baktı. Kız telaşlanmıştı ve hastalanmış gibiydi. Bu da başlarına kötü bir şey gelicek demekti. Yoksa Eragon ile Saphira'ya bir şey mi olmuştu. O an yüzünden tüm rengin çekildiğini hissetti. Sakin ol Arya öyle bir şey olsa kesin haber çabuk duyulurdu. Hem Galbatorix'in istediği onların ölümü değil.. bu düşünceyle sakinleşmiş bir şekilde Nasuada'ya baktığı sırada ona doğru gelen bir ok gördü. Elva ona doğru koşuyordu ama Arya daha hızlıydı, ok gelmeden ikisini de yere yatırdı.

Sonra oka baktı. "Kara El burada mı?!" diye bağırdı. Nasuada'ya baktı. Ardından pencereye koştu. Elinde yay ve ok olan birilerini aradı. Onlara bakarken gelen bir kaç ok daha gördü ve antik dilde "Letta orya thorna!" dedi. Oklar durdur! sonra Elva'ya baktı. Kız rahatlamış görünüyordu. Nasuada'nın yanına giderek "Geçti, ama Kara El buralara kadar sızmış Eragon dönene kadar bu işi halletmeliyiz. Nasuada acilen Kral Orrinle görüşmelisin."

Nefes nefese Aya'ya "Tamam.Sana minnettarım."dedim ve odadan ışık hızıyla çıktım.Sarayda yürürken kalp atışlarım hızlanıyordu.Kapının önünde durdum ve derin bir nefes aldım.Sonra kapıyı çaldım.Ses yoktu.Bekledim.....Seslice nefes verdim.Yine çaldım.Ses yok....Umutsuzca odama giderken Arya ile neredeyse çarpışacaktık.Ona Orrin'in yerinde olmadığını söyledim.Cevap beklerken Orrin'i gördük ve ikimiz de birer çocuk gibi onun yolnu kesip olan biteni anlattık.Sonra Arya....

Olanları anlatmayı çoğunlukla Nasuada'ya bıraktı. Sonunda Arya, Kral Orri'e döndü "Eragon dönmeden Kara El bulunmalı. Her zaman Nasuada'nın yanında olamam ben onun özel koruması değilim. Ben yokken yine saldırabilirler." sonra Nasuada'ya baktı. Arya onu hep güçlü olarak görmüştü ama şimdi normal bir kadın gibi davranıyordu, Arya onun bu yanını hiç sevmemişti. Tekrar Krala dönerek "Kral Orrin, Kara El buradaysa Eragon'un burada olmadığını biliyor olmalılar. Murtagh ve Thorn onlar yokken gelirse sonumuz gelir."

Ardından odaya doğru yürümeye başladı. Diğer iki insanın peşind geldiğini duyabiliyordu. Kara El'e ait olan oklardan birini alıp Kral Orrin'e gösterdi. "Bu okları kullanan kişiyi bulmanızı istiyorum." itiraz etmek üzere olduğunu görünce biraz sabırsızlanarak "Bakın Kral Orrin zaman her zaman vardır. Üstelik burda Nasuada-elda ve Eragon hakkında konuşuyoruz. Ve hepimizin hayatı söz konusu! Şimdi lütfen emrinizi verin ve Eragon dönmeden Kara El'i bulun!"

Arya'nın biraz sert çıkmasından sonra Orrin biraz alınmış bir şekilde arkasını döndü ve adamlarını bulmaya gitti.İlk önce odasına gidiyor sandım fakat odasının kapısını geçti ve aşağı ini.Ben o sıraa Arya'ya baktım ve "Şimdi biz ne yapacağız?Eğer saldırılar bu kaar sık olursa birkaç haftaya kalmaz ölürüm!" dedim dehşetle.

Gerçekten korkuyordum.Tama güçlüydüm fakat en azından şimdi değil.Şu çocukça meydan okuma işi yüzünden ellerim bir süre saf dışı kalmıştı.Derin bir nefes alıp odasındaki divana çöktüm.Elva,divanın yanındaki masanın ardındaki sandalyede hareketsiz oturuyordu.Arya'ya baktım.Onun bakışları sanki beni rahatlatmak istermiş gibiydi.Ona hafifçe gülümsedim ve pencereden bakmaya başladım yine.


Penceremin karşı camının önündeki çalılar kıpırdadı ilk önce.Sonra çalının içinden iki adam çıkınca kendimi çığlık atmamak için zorlayarak hemen eğildim.Az kalsın beni görecekti.O sırada Elva,camı kapatmaya yeltendi.Ona "Hayır!Hayır!Tehlike!"diye fısıldadım.O da benim cümlemden biraz önce sezinlemişti olayı.Ben hala eğilmiş halde Elva'ya bakıyordum.Birden Arya da hareketlendi.Bana dehşetle baktı ve ok-yayını çıkarttı.Benimse elim kapının önünden sesler duyana kadar hançerime gitmedi.

Şimdi üçümüz de odanın farklı yerlerinde kıpırdamadan duruyorduk.Nefes bile alamıyorduk.Tam Artık işimiz bitti derken kapının önünde duyduğumuz seslere Kral Orrin ve bir adamının kılıç sesleri de karıştı.Bunun üzerine Arya,dışarı fırladı.Tam çıkmadan önce ona benim hançerimi verdim.Belki yardımı olur diye.Daha sonra Elva ile birlikte kendimi gitmemek için zorla tutarak dışarıdaki mtal ve çelik seslerini dinledik....

Arya'ya hançerini vermeye kalktığında ona geri verdi. Sonra onun zihnine dokundu. İlk başta kalkan olsa da o kalkaı yıkmak Arya için pek sorun olmazdı. Nasuada benim Arya. Hançerini al benim ona ihtiyacım yok. Ve az sonra görüşürüz. sonra dışarı askerlere yardım etti. Okla bir Kara El'i vurduktan sonra kılıcını çekip bir tanesinin daha işini bitirdi.

Bir süre adamlarla dövüştükten sonra bir şey durmasına ve hemen Nasuada'nın odasına doğru koşmasına neden oldu. Bir çığlık.

Arya ve Orrin dışarıda Kara El'i durdurmaya çalışırken içeriye bir adamın girdiğini fark etmemiş olmalılardı.Adam içeri girdiğinde biz Elva ile hala aynı yerde saklanmaktaydık.Adam girmeden önce zaten nefes almaya korkarken adam girdiğinde iyicene nefes alamaz olmuştuk.

Adamsa içeri girdi,kokladı ve kılıcına dokundum.O an saklandığım yerden çıktım ve zorla da olsa tek elle hançeri tutup bir ıska yaptım.Adam ise tehditkar bir şelide bana baktıktan onra kılıcını bana savurdu.Hemen kafamı eğip yutkundum.Elva,her an önüme atlayıp kendini feda etmeye hazırdı fakat ben ona beklemesini işaret ettim.Ta ki adam atışı tutturup boynuma küçük bir yara açana ve yaradan kırmızı,sıvı kan çıkana kadar.Elva birşeyler yapmasaydı belki o yara daha derin olacaktı...

Adam,Elva sayesinde etkisiz kalmıştı.Ve ben de divana kendimi atıp yutkundum.Dışarıdaki sesler de kesimişti.Bitmişti.

Odaya koşarken geç kalmamayı diledi. Aksi halde Varden çok karışık olucaktı ve beceriksiz, sefil insanlardan biri başa gelicekti. Bunları düşünürken Arya, Nasuada'nın odasına geldiğini fark etti.

İçeri geçtiğinde yerde yatan ölü bir adamla ve duygusuz gözlerle onu inceleyen Nasuada ile Elva ile karşılaştı. Sahne her ne kadar iğrenç olsa da gülümsedi. Eski ve güçlü Nasuada geri dönmüştü.

İçeri geçti. Adamın sırtına elinikoydu ve enerjisini içine çekti, savaşta buna ihtiyacı olucaktı. Ardından Nasuada'ya dönüp "Savaş bitti, Kral Orrin sarayda arama yaptırıcak. Ve ben burada olduğum sürece hiçbir Kara El sana zarar veremicek. Ama şunu bil ki Nasuada bu beni senin özel koruman yapmaz." dedi. Ardından ikisine de veda edip çıktı.

Rp Bitmiştir